Ana içeriğe atla

Çok Seviyorum!

Çok uzun bir süredir yazamadığımın farkındayım. Hepinizden ayrı ayrı özür diliyorum. YGS'den hemen sonra bir yazı yazmıştım aslında ama sınav sonucuma çok üzüldüğüm için hiçbir şey paylaşmak istemedim kimseyle. O yüzden tekrar özür diliyorum. LYS'ye 20 gün kaldı. Bu yüzden sınava hazırlanan her öğrenci gibi ben de yoğunum ve stresliyim. Bugün beni yazmaya iten konuya geçmek istiyorum artık çünkü paylaşmak için sabırsızlanıyorum. Sınava hazırlanan herkese de başarılar diliyorum şimdiden. Kendinize iyi bakın ve unutmayın hiçbir şey sizden önemli değil :))

Hayatımızdaki önemli dönüm noktalarından biridir lise hayatı ve herkes en iyi dostlukların lisede olacağını söyler. Hepsi doğru arkadaşlar. Dost hatta çok daha fazlası lisede bulunuyormuş. Özellikle de "Her şey kötü mü gidiyor, kimseye güveniniz kalmadı mı, kimseyle yakın olmak istemiyor musunuz?" işte tam bu anlarda kurtarıcı melekleriniz geliyor. Zaten böyle değil midir hayat? En kötü zamanlarda karşınıza yeni birisi çıkar, yeni bir yol açılır. Sizler beni dostlarım kadar iyi tanıyorsunuz. Mutlu olduğum, üzüldüğüm şeyleri biliyorsunuz. Hatırlıyor musunuz peki bu seneyi düşünerek yaz tatilinde yazdıklarımı? O umutsuz beni hatırlıyor musunuz? Hiç kimseyle konuşmayıp, bir köşeye cekilip; kimseyle yakın olmayacağım, artık hayatımda yeni birine yer yok diyen beni?
Size bir tavsiyem arkadaşlar lütfen büyük konuşmayın :)) Yaz tatilinde dediğim her şeyin tersini yaşıyorum. Mutsuz değilim aksine çok çok çok mutluyum. En önemlisi artık hayatımda yeni biri var!!! Yani yeni bir dostum... Kulağa çok hoş ve çok heyecanlı geliyor değil mi? Yeni bir dost! Mutluluktan öleceğimi düşünüyorum yaklaşık 4 aydır. Yaz tatilinde yaşadığım bütün üzüntüleri unutturan, sıkı sıkı sarıldığım, üzüntüsüyle üzüldüğüm, sevinciyle sevindiğim bi dostum var! 💙
Bu sene okulun ilk günü... Aynı ilk dostumda olduğu gibi kafamı çevirdiğimde gördüğüm mükemmel bi gülümsemeye denk geldim. Biliyorsunuz benim için en önemli şeydir gülümsemek ve bu yüzden de ilk dikkatimi çeken şey. Sabah en suratsız ve en mutsuz insan olarak çıkmıştım belki evden ama o an öyle bi gülümseme karşısında mutlu olmadan edemedim ve sonunda fark ettim ki yeni birine hayatımda yer vermek istiyorum. İlk gün öyle geçti.. İkinci gün konuşma fırsatı buldum ve tam tahmin ettiğim gibi kesinlikle dostum olacak insandı. Her geçen gün daha çok tanıyordum ve tabi daha çok seviyordum. Sadece insanlara olan güvensizliği kafama takılıyordu ve bu benim 4 sene önceki halimdi. İlk dostumla tanışmadan önce herkesten nefret ediyordum ve kimseye güvenmiyordum biliyorsunuz. Sonra saatlerce düşündüm ve bi karar verdim, o güvenene kadar elimden geleni yapacaktım. Kendimi daha çok anlatmaya hatta kötü huylarımı bilerek abartarak anlatmaya başladım. Sonuçta iyisiyle kötüsüyle dost olmak istediğimiz insansa kusurlarını görmezden geliriz. Çok zorlu bir süreçti ve eminim hala o sürecin içindeyiz ama tek bildiğim bi şey var ona olan güvenim ve sevgim. Şimdi her gün okula "yeniden" mutlulukla gidiyorum. Yeniden kelimesi benim için en özel kelime galiba.. Her şeyimi yeniden yaşıyorum...
Son olarak paylaşmak istediğim bir şey daha var. 29 Mayıs benim için çok özel bir gün oldu. Yeni meleğimle birlikte mezun olduk!! Birbirimize sıkı sıkı sarıldığımız mükemmel bi gündü. Üzerinden yıllar geçtiğinde ve o gün her aklıma geldiğinde keşke yeniden atsak keplerimizi ve yeniden sarılsak birbirimize diyeceğim...
Hayaller gerçekleşiyor bazen ama oyuncular da değişebiliyor. Siz siz olun her kötülükte bir iyilik arayın. Fırsatları değerlendirin. Hayatınızdaki insanlara özen gösterin. Kendinizi sevin ve en önemlisi sahip olduğunuz her şeyin değerini bilin. Unutmadan! Dostlarınız, ailenizden sonraki en büyük hazineniz. O hazineyi hiçbir şeye değişmeyin!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sessizlik

Gözlerimi açıp kapatmamla geçen 3 sene... Hayatımın dönüm noktası. Gökyüzü ile tanıştığım, en değerlim olduğu seneler.... Daha önceki yazılarımda bahsetmiştim en yakın arkadaşımla aynı okulda olamadığımı. Size eğer gitmiş olsaydık aynı okulda 12. sınıfın ilk gününü anlatmak istiyorum. Hayalimdeki ilk günü. Yani artık hiç olmayacak okulun ilk günü. Sabah 7'de gözlerimi heyacanla açıp yataktan koşarak kalkıyorum. İlk yaptığım şey mesajlarımı kontrol etmek. Kahvaltı, üniforma giyme derken saat 7.30 oluyor ve ben ona mesaj atıyorum: "Sakın geç gelme çok özledim." diyorum. O yine her zamanki gibi rahat rahat beni sinir ede ede geliyor okula. 8'de okulda oluyorum. İlk önce markete girip Haribo, Milka, Ülker ne bulursam alıyorum. En sevdiği şeyler bunlar benim en sevdiğimin. Marketten çıkıyorum ve karşımdan diğer arkadaşlarım geliyor. Hepsini 3 ay boyunca görmedim. Uzun uzun sarılmaların ardından ilerliyorum. Bu defa da hocalarla selamlaşıyorum. Sonra korkuyla saate bakıyo

Sen(sizlik)

Yeniden merhaba... Öncelikle artık çok sık yazamayacağımı belirtmek istiyorum. Son 2 aydır çok yazamadım ama fırsat olmadı veya daha büyük sebep olarak ben duygularımı kağıda dökemedim. 12. sınıf olan her öğrenci gibi sınava hazırlanmaya başladım. Önümde büyük bir maraton var ve ben bu yarışı birinci bitirmek zorundayım. Hedeflerim, ailem ve dostlarım için. Yazılarımı sürekli takip edenlerin olması beni çok mutlu ediyor. Yorumları bilerek paylaşmıyorum. Övülmeyi seven biri değilim. Siz okudukça beni mutlu ediyorsunuz bunu bilin lütfen.. Çok teşekkür ederim hepinize ayrı ayrı. Ben burda hiç olmadığım kadar açık anlattım duygularımı. Utanmadan, sıkılmadan ve korkmadan. Ağlarken yazdım rahatladım, mutluyken yazdım daha mutlu oldum. İyi ki varsınız... Okulun ilk gününden çok korkuyordum biliyorsunuz. 17 kişilik sınıfta sadece ben tek oturuyorum. Kendimi herkesten soyutlamış durumdayım. Sadece bana soru sormak ve konuşmak için çabalayan iyi insanlar var karşımda. Hislerime göre hepsi iyi

Ne Yazsam Bilemedim..

Üç sene önce, Temmuz sonu... Liseye başladığım, her katında ayrı anımın olduğu okuluma kayıt yaptırmaya gitmiştim. Dün son kez çıkarken o zamanı hatırladım. Binbir üzüntüyle geldiğim, binbir mutlulukla bitirdiğim, ilk dostumu kazandığım okulum.. İçinde onlarca iyi öğretmen olan, hatta öğretmenden daha da fazlası olan insanlarla tanıştım. Umudumu, inancımı yeniden kazandığım okulum. Okul sadece ders gördüğün, sınav olduğun bir yer değilmiş. İçinde yeni bir aile barındırıyormuş aslında. Sizlere endişem, üzüntüm, mutluluğum başta olmak üzere tüm duygularımı anlatıyorum. Hiç kimseye anlatmadığım kadar çünkü ne siz beni, ne de ben sizi tanıyorum. En yakın arkadaşıma bile anlatamıyorum çünkü bazen en büyük üzüntünüz en sevdiğiniz insanla ilgili oluyor. Ona onunla ilgili olan üzüntümü anlatamam. Üzüldüğümü söyleyemem. Zaten hissediyordur ama sözlü şekilde belirtmek istemiyorum. Şimdi fark ettim de ne kadar çünküm varmış. Kusura bakmayın anca bu kadar oluyor, bu halde. İlk defa bu kadar güçsü