Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Başlıksız.

Çok yoğun bi sınav haftasından geçiyorum arkadaşlar bu nedenle önceden yazdığım bir yazıyı paylaşmak istedim. Yazıp yazıp sildim günlerdir. Aklımda çok fazla şey var ve hepsi yarım yarım. Yine, yeniden zor bi dönemden geçiyorum. Hiçbir şey istediğim gibi gitmiyor. Üst üste hatalar yapıyorum ve sürekli kendimle çelişiyorum. Aklımla kalbim arasında sıkışıp kalmışım gibi hissediyorum. Mutlu olmak mı? Yoksa mutlu etmek mi? Mutlu olduğumda karşımdakini üzüyorum. Mutlu ettiğimde de ben üzülüyorum. Hem kızgınım hem de çok seviyorum. Duygularım yine karma karışık. "Daha önce darbe aldığım insanlarla aynı şeyleri yapıyorsa artık her şeyim olan ne farkı var?" diyorum. Aynı hataları yapıp sonucun farklı olacağını düşünüyorum ama hep aynı. Ben birine çok değer verirsem yaptığı en küçük şey beni ya çok üzer ya da çok mutlu eder. Varımla yoğumla severim. Derler ya "Dostumun dostu dostum, düşmanı düşmanım." diye aynen öyle işte benim için. Ona kötülük yapan bana da yapar, ona i

SEN ben BİZ

Bugün okulda bir öğretmen yarışma olduğunu ve en yakınımla beni aday olarak gördüklerini söyledi. Yardımseverlik üzerine bir yarışma. Hangimizin aday olacağına da bizim karar vermemiz gerekiyordu. Hiç düşünmedim, onun olmasını söyledim. Ne farkeder ki? Ben kazansam, benden çok sevinir. O kazansa, ondan çok sevinirim. Hayat bazen böyle tercihler yapmak zorunda bırakıyor ama bi başkasını kendinizden önemli hatta her şeyden önemli görüyorsanız saniye bile düşünmeden onu tercih ediyorsunuz. Kızların dost olması çok zordur. Biri diğerini zamanla çekemez ve dostluk biter. Benim dostum okul birincisi, mükemmel derecede güzel ve bir o kadar da mükemmel bi insan. Onu çekememek için çok fazla sebebim var aslında ama ben onu hiçbir zaman rakip olarak görmedim. Daha önce de söylediğim gibi "O, benim her şeyim." İnsan kardeşine, dostuna karşı rakip olmamalı. Hep arkasında duran bir sığınak olmalı. Zora düştüğünde ilk ve tek sana sığınmalı. Mutluluktan havaya uçarken sen olmalısın yan

8 Mart

"Yeniden" merhaba hepinize. Bugünün önemini bilmeyenimiz yoktur sanırım. Dünya Kadınlar Günü. 4 ayda 800 kadının öldürüldüğü, tecavüz edildiği, KATLEDİLDİĞİ bir ülkede bu günü kutlamak ne kadar doğru sizce? Bence tamamiyle yanlış. Özel günler kutlanır ama bu özel günler gerçekten özel ise kutlanır. Bizim ülkemizde bu bile göstermelik. İnsanlar seslerini duyurmak için sokağa çıkıyor, şiddet. Mecliste bir milletvekili düşüncelerini açıklıyor, şiddet. Bir kadının tek yaptığı çocuklarına bakmak, şiddet. Bir köpek sokakta dolaşıyor, şiddet. Biz millet olarak öyle bir hale geldik ki bırakın kadınları, hayvanlara BİLE şiddet uygulayacak kadar yoldan, raydan çıktık. Vicdan, merhamet, sevgi ve saygıdan gram nasibimizi alamamışız demek ki. Bunları her gün televizyonlarda görmek, gazeteler de okumak insanı giderek umutsuzlaştırıyor. Bu vahşetlerin önüne geçmek zor değil. İdam cezası isteyenlere katılmıyorum. Eğer idam yeniden yasal olursa suçludan çok suçsuz, aydın insanlar asılır. Ha

"Meleğim"

Yıllardır yazmıyormuş gibi hissettim bugün. Kusura bakmayın... Bu hafta çok karışıktı benim için. Blogumun adını almasını sağlayan kişi, dostum, kardeşim seneye benden uzakta olacak. 3 sene öncesi gibi uzak olacağız. Bu insanın canını çok acıtıyor. Mesafeler şimdiden gözümde büyümeye başladı. Dershanelerin kapatılması belki de en çok beni üzdü. Hayat bizi bir gün ayıracaktı ama kimse bu kadar çabuk olmasını beklemiyordu. Dostum okul birincisi, anlayacağınız üzere inek :P O yüzden sürekli ona hangi okulu tercih edeceğini soranlar var. Ya kimse mi düşünmüyor benim ne hissettiğimi..! Bi Allah'ın kulu da ne kadar hassaslaştığımın farkında değil. Dokunsalar ağlarım. Onunla geçirdiğim her gün, hep en güzel olmuştur benim için. Birlikte geziye gittik mesela ama ben yine de tercih edemem hangi gün daha güzeldi diye. Birini çok sevince insan sadece o olsun yanımda yeter diyor. Onun yanımda olduğu her gün en güzel günüm. Şimdi onsuz mezun olacağım bir okul, onsuz olacağım koridorlar... En