Bazen kelimeler düğümlenir ya dilinizin ucunda. O berbat his işte, biliyorsunuz.
Başlıkta bile yazamadım devamını. ÖZLEDİM, ÇOK ÖZLEDİM. Söyleyemiyorum çünkü söz verdim. Sarılamıyorum çünkü uzak. Gidemiyorum zaman yok. Ya hepsini geçtim böyle gözlerine baka baka sevemiyorum ki içimden. Bir senede o kadar farklı şeyler yaşadım ki anlam veremiyorum. Yıllığımız, mezuniyetimiz olacaktı. Of ne saçma bi sıralama oldu bu yazıda. Bence bir çoğunda bunu yapıyorum ama artık alıştınız. Napiyim o kadar doluyum ki ancak yazınca rahatlıyorum. Senelerce hayalini kurduğunuz bi şeyi düşünün. Zamanı geldi ve olmadı. Bu travma ya. Küçük bi çocukken özenerek, emekle, sabırla yaptığın legoların sebebsiz yere yıkılması gibi. Kalem görüyorum gözlerim doluyor, kitap okuyorum gözlerim doluyor, hoca ders anlatıyor gözlerim doluyor. Ya gün içinde en az 5 kez gözlerim doluyor benim. 4 senede ne hatıralar biriktirmişiz de fark etmemişiz. Size korkularımdan bahsetmiştim. Bi tavsiye: Asla hiçbir şeyden korkmayın, başınıza geliyor. Kaybetmekten korktukça kaybediyorum sanki ya. Herkese anlatıyorum. Onun dışında bir şey konuşmuyorum. Ama onunla konuşurken bazı şeyler öyle noktalara geliyor ki "Ya ben seni çok özledim gerizekalı yeter artık!" diyesim geliyor. Salak saçma şeyler için tartışıyoruz ve bu beni en çok üzen şey. Haklı da olsam özür diliyorum. Elimde değil onu üzmekten nefret ediyorum ama çok seviyorum napiyim. Bazen acaba kötü biri olsam beni daha mı çok sever diye düşünüyorum. Ama atladığım bi nokta var: Ben ona kötü olamıyorum.
Başlıkta bile yazamadım devamını. ÖZLEDİM, ÇOK ÖZLEDİM. Söyleyemiyorum çünkü söz verdim. Sarılamıyorum çünkü uzak. Gidemiyorum zaman yok. Ya hepsini geçtim böyle gözlerine baka baka sevemiyorum ki içimden. Bir senede o kadar farklı şeyler yaşadım ki anlam veremiyorum. Yıllığımız, mezuniyetimiz olacaktı. Of ne saçma bi sıralama oldu bu yazıda. Bence bir çoğunda bunu yapıyorum ama artık alıştınız. Napiyim o kadar doluyum ki ancak yazınca rahatlıyorum. Senelerce hayalini kurduğunuz bi şeyi düşünün. Zamanı geldi ve olmadı. Bu travma ya. Küçük bi çocukken özenerek, emekle, sabırla yaptığın legoların sebebsiz yere yıkılması gibi. Kalem görüyorum gözlerim doluyor, kitap okuyorum gözlerim doluyor, hoca ders anlatıyor gözlerim doluyor. Ya gün içinde en az 5 kez gözlerim doluyor benim. 4 senede ne hatıralar biriktirmişiz de fark etmemişiz. Size korkularımdan bahsetmiştim. Bi tavsiye: Asla hiçbir şeyden korkmayın, başınıza geliyor. Kaybetmekten korktukça kaybediyorum sanki ya. Herkese anlatıyorum. Onun dışında bir şey konuşmuyorum. Ama onunla konuşurken bazı şeyler öyle noktalara geliyor ki "Ya ben seni çok özledim gerizekalı yeter artık!" diyesim geliyor. Salak saçma şeyler için tartışıyoruz ve bu beni en çok üzen şey. Haklı da olsam özür diliyorum. Elimde değil onu üzmekten nefret ediyorum ama çok seviyorum napiyim. Bazen acaba kötü biri olsam beni daha mı çok sever diye düşünüyorum. Ama atladığım bi nokta var: Ben ona kötü olamıyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder