Çok yoğun bi sınav haftasından geçiyorum arkadaşlar bu nedenle önceden yazdığım bir yazıyı paylaşmak istedim.
Yazıp yazıp sildim günlerdir. Aklımda çok fazla şey var ve hepsi yarım yarım.
Yine, yeniden zor bi dönemden geçiyorum. Hiçbir şey istediğim gibi gitmiyor. Üst üste hatalar yapıyorum ve sürekli kendimle çelişiyorum. Aklımla kalbim arasında sıkışıp kalmışım gibi hissediyorum. Mutlu olmak mı? Yoksa mutlu etmek mi? Mutlu olduğumda karşımdakini üzüyorum. Mutlu ettiğimde de ben üzülüyorum. Hem kızgınım hem de çok seviyorum. Duygularım yine karma karışık. "Daha önce darbe aldığım insanlarla aynı şeyleri yapıyorsa artık her şeyim olan ne farkı var?" diyorum. Aynı hataları yapıp sonucun farklı olacağını düşünüyorum ama hep aynı. Ben birine çok değer verirsem yaptığı en küçük şey beni ya çok üzer ya da çok mutlu eder. Varımla yoğumla severim. Derler ya "Dostumun dostu dostum, düşmanı düşmanım." diye aynen öyle işte benim için. Ona kötülük yapan bana da yapar, ona iyilik yapan bana da iyilik yapar diye düşünürüm. Bir insanın içinde bir parça da olsa kötülük varsa ona yapmasa da sana yapar, yapıyor. Öyle maskeler var ki yüzlerinde göremiyorsun gerçeği. Safsın çünkü hiç kötü olduğunu düşünmedin ki. İyi ya hep iyi kalacak sanıyorsun. Keşke öyle olsa. O maske düşüyor, sadece sen görüyorsun, herkes(en değer verdiğin bile) seni haksız buluyor. Çünkü sen sinirlisin, ağzından kötü bir şey çıkmasın diye çekip gidersin, o sana ne yaparsa yapsın sen hep onu iyi yanını bulacak şeyler düşünürsün. ÇÜNKÜ APTALSIN!!
Tüm bunlar çok acıtır. Kaybetme korkusu yine seninledir. Hiç bırakmaz zaten peşini. Her şey olmuştur çoktan. Herkes safını belli etmiştir. O, ortada kalır. Seni ezip geçer. Senin yere göğe sığdıramadığın, seni yerin dibine sokanla devam eder yoluna. Sen o yolda ne kadar üzüldün kimsenin umrunda değil merak etme. Ne kadar kanadın kimsenin umrunda değil. Unuttun mu sen hep çiğnenip geçilmeye, umursanmamaya mahkumsun.
Yazıp yazıp sildim günlerdir. Aklımda çok fazla şey var ve hepsi yarım yarım.
Yine, yeniden zor bi dönemden geçiyorum. Hiçbir şey istediğim gibi gitmiyor. Üst üste hatalar yapıyorum ve sürekli kendimle çelişiyorum. Aklımla kalbim arasında sıkışıp kalmışım gibi hissediyorum. Mutlu olmak mı? Yoksa mutlu etmek mi? Mutlu olduğumda karşımdakini üzüyorum. Mutlu ettiğimde de ben üzülüyorum. Hem kızgınım hem de çok seviyorum. Duygularım yine karma karışık. "Daha önce darbe aldığım insanlarla aynı şeyleri yapıyorsa artık her şeyim olan ne farkı var?" diyorum. Aynı hataları yapıp sonucun farklı olacağını düşünüyorum ama hep aynı. Ben birine çok değer verirsem yaptığı en küçük şey beni ya çok üzer ya da çok mutlu eder. Varımla yoğumla severim. Derler ya "Dostumun dostu dostum, düşmanı düşmanım." diye aynen öyle işte benim için. Ona kötülük yapan bana da yapar, ona iyilik yapan bana da iyilik yapar diye düşünürüm. Bir insanın içinde bir parça da olsa kötülük varsa ona yapmasa da sana yapar, yapıyor. Öyle maskeler var ki yüzlerinde göremiyorsun gerçeği. Safsın çünkü hiç kötü olduğunu düşünmedin ki. İyi ya hep iyi kalacak sanıyorsun. Keşke öyle olsa. O maske düşüyor, sadece sen görüyorsun, herkes(en değer verdiğin bile) seni haksız buluyor. Çünkü sen sinirlisin, ağzından kötü bir şey çıkmasın diye çekip gidersin, o sana ne yaparsa yapsın sen hep onu iyi yanını bulacak şeyler düşünürsün. ÇÜNKÜ APTALSIN!!
Tüm bunlar çok acıtır. Kaybetme korkusu yine seninledir. Hiç bırakmaz zaten peşini. Her şey olmuştur çoktan. Herkes safını belli etmiştir. O, ortada kalır. Seni ezip geçer. Senin yere göğe sığdıramadığın, seni yerin dibine sokanla devam eder yoluna. Sen o yolda ne kadar üzüldün kimsenin umrunda değil merak etme. Ne kadar kanadın kimsenin umrunda değil. Unuttun mu sen hep çiğnenip geçilmeye, umursanmamaya mahkumsun.
Yorumlar
Yorum Gönder